Petekkaya ve ekip arkadaşlarından Moleküler Biyoloji ve Genetik Uzmanı Dr. Aybike Erdoğan Atay, gerçekleştirdikleri başarının detaylarını anlattı.
Prof. Dr. H. İbrahim Petekkaya, “Onkoloji merkezimizde artık kişiselleştirilmiş onkolojik tedavilere daha ağırlık vermeye başladık. Hastalardan aldığımız genetik materyalin, yani tümörden aldığımız genetik materyalin çıkan NGS raporuna göre, o hastalara en uygun hangi tedaviyi veririz onunla ilgileniyoruz. Yakın zamanda kendi hemşiremizin annesi cilt kanseri oldu. Hasta dokusu ve kan örneği yeni nesil dizileme analizi için Amerika’da özel bir laboratuvara gönderildi. DNA ve RNA tabanlı genetik analizleri sonucunda hastada hangi genlerde farklılaşma olduğu tespit edildi. Burada hücresel düzeyde MET’in fazlaca ifade edildiğini bulduk. Biz bunun hücre içerisinde de proteinin fazlaca oluşmasına neden oluyor mu diye kontrol için patolog hekim tarafından dokuya bir de boya yaptırdık. Evet, gerçekten bulduğumuz bu alterasyonun, bu tümörün çoğalmasına neden olduğunu tespit ettik. Akciğer kanserinde verilen bir ilacı cilt kanserinde kullanmaya başladık ve mükerrer defa kemoterapi verdiğimiz halde yanıt alamadığımız dirençli bir hastada iki tane kombine akıllı ilaç verilmesinin ardından ciltteki lezyonların çok hızlı küçüldüğünü, söndüğünü, hatta nekroza uğradığını gördük. Karaciğer yaygın, kemik yaygın metastazlarda ise gerileme olduğunu görünce çok mutlu olduk. İnşallah bütün hastalarımıza bu şekilde şifa olmayı düşünüyoruz. Rastlanan moleküler değişim hastanın nadir tümöründe ilk tedavi olma özelliğini taşımakta ve bunu da dünya literatürüne katmak için yayın yapma aşamasındayız” dedi. Petekkaya ayrıca, Uluslararası Moleküler Onkoloji Derneğini kurduklarını ve Türk onkolojisinin daha da gelişmesini sağlamak için çalışmalar yürüttüklerini sözlerine ekledi.
“KİŞİYE ÖZGÜ BİR TEDAVİ YAKLAŞIMI SUNUYORUZ”
Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. H. İbrahim Petekkaya’nın ekibinde bulunan Moleküler Biyoloji ve Genetik Uzmanı Dr. Aybike Erdoğan Atay, yaptıkları çalışma için, “Hastalardan alınan doku ve likit biyopsi, yani kan örneği, yeni nesil dizilemeye tabi tutuluyor. Bunun sonucunda hastanın bir moleküler profili ortaya çıkıyor. Bu ne demek? DNA, RNA ve kromozomal yeniden yapılanmalarındaki farklılaşmaları görüyoruz. Yani kişinin kendi kanserine sebep olan moleküler nedeni bulmaya çalışıyoruz. Bu tespit edilen nokta bir mutasyon olabilir, ifade farklılıkları olabilir, kromozomlardaki yeniden düzenlenme sonucu füzyon bir gen olabilir. Bunların literatürde araştırmasını yapıp kişinin kanserine sebep veren ana mekanizmaları bulmaya çalışıyoruz. Eğer ki güncel verilerle bilinmiyor ise biz bilgisayar temelli araçlarla tespit edilen değişimlerin fonksiyonel proteine yansımalarına bakıyoruz. Tüm bunların sonucunda hastanın tümörü için hedefe yönelik hangi tedavileri verebiliriz bunu belirliyoruz. Bu mesela bir tirozin kinaz reseptörü ya da immün kontrol noktası inhibitörü bir ilaç olabilir. Bu şekilde kendi kanserinde esas itici mekanizmaları susturmaya çalışıyoruz. Yani böylece moleküler ve klinik verileri harmanlayarak kişiye özgü bir tedavi yaklaşımı sunuyoruz” ifadelerini kullandı.
Aynı hastanede görevli hemşire Onur Kalender, Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. H. İbrahim Petekkaya’nın ekibi tarafından cilt kanseri hastası annesinin sağlığına kavuştuğunu belirterek, “Anneme cilt kanseri tanısı konuldu. Tedavi sürecinde İbrahim Hocamızın önerisiyle yurt dışına test yolladık. Test sonucuna göre akıllı ilaca başlanmasını önerildi. Akıl ilaçlara başladıktan sonra çok çabuk etki gösterdi. Sağlığına kavuştu. İbrahim Bey, belirli zamanlarla da kontrollerimizi yapıyor” diye konuştu.