“Hisse senetlerinin ikiye katlandığı cennet”

Posted by

Emre ERGÜL

Türkiye’de düşük piyasa değerli şirketlere yatırım yapmakla ünlenen Finlandiyalı Evli Group, İstanbul’a düzenledikleri ziyaretle ilgili bir yazı yayınladılar.

“Türkiye’yi seviyoruz: Hisse senetlerinin ikiye katlandığı cennete yolculuk” başlıklı yazıda grup yöneticileri Burton Flynn ve Ivan Nechunaev, İstanbul’da yatırım yaptıkları ve hisse senedi fiyatları son 12 ayda iki katından fazla artan üç portföy şirketinin CEO’larıyla yaptığı görüşmelerin yanısıra Borsa İstanbul’a yaptıkları ziyaretle ilgili izlenimlerini paylaştı.

2023’te dünyanın 7’nci büyük borsası oldu

Yazının ilk bölümünün başlığı “Boğaz’da marlin balığı avcılığı…” “Son 12 ayda Türkiye’deki portföy şirketlerimizin dördünün de hisse fiyatları iki katından fazla görüldü. Ve son 10 yılda fonumuz, bir Türk şirketinin hisselerinin yatırım yaptıktan sonraki ilk 12 ayda iki katından fazla arttığı bir düzine örnek kaydetti” diye başlayan yazı şöyle devam ediyor: “Borsa İstanbul’da her zaman bir grup hamsinin arkasında gizlenen bir marlin vardır; en akıllı balıkçının şafakta uyanmasını, zar zor görünen keskin yüzgecini fark etmesini, ustaca bir zıpkın darbesiyle onu nazikçe yakalamasını ve sonra onu beklemesini bekler.”

“İnsanlar garip” başlıklı ikinci bölümde iki yönetici, İstanbul’a şu övgüyü yaptı: “Açıkça görülüyor ki, yüzlerce halka açık şirketiyle İstanbul, bu hisse senedi toplama oyununda becerilerimizi açığa çıkarmamız için gelişen piyasalarda en iyi yer.”

Üçüncü bölümde Türk turizmi ele alınıyor. 2023’te dünyanın en çok ziyaret edilen 10 şehir listesinde Türkiye’den iki kentin olduğuna dikkat çeken Evli Grup yöneticileri, 20.2 milyon ziyaretçiyle İstanbul’un birinci, 16.5 milyonla Antalya’nın da dördüncü kenti olduğuna dikkat çekti. Flynn ve Ivan Nechunaev, 2024 yazının da turizm patlaması yaşanacağına inanıyor: “Bu yaz uçuşlar dolup taşacak, havalimanı mağazaları tükenecek, taksiler kullanılamaz hale gelecek, oteller tıklım tıkış olacak.”

İki yönetici yazılarında ziyaret ettikleri şirketleri isim vermeden şöyle tanımladı: “Bu gezideki ilk portföy şirketi toplantımız, ikonik batı moda evleri için lüks çantalar üreten, yalnızca Samsonite satan, fondaki tüm zamanların en iyi 10 şirketinden biri olan 250 milyon dolarlık bir deri ürünleri üreticisinin başkanı ve CEO’su ile oldu…” “İkinci portföy şirketi toplantımız, en umut verici 60 Türk start-up’ından oluşan bir portföyü yöneten 150 milyon dolarlık bir teknoloji firmasının CEO’su ile oldu…”

“Üçüncü portföy şirketi toplantımız, tüm zamanların en iyi performans gösteren 10 şirketimizden biri olan 200 milyon dolarlık bir elektrik ve yenilenebilir enerji hizmetleri firmasının CEO’su ve CFO’su ile gerçekleşti…” “Bu gezideki son şirket toplantımız, 100 milyon dolarlık çeşitlendirilmiş bir yatırım bankacılığı şirketinin kurucu CEO’su ileydi…” “Bu gezimizde, Türkiye’deki dördüncü portföy şirketimiz olan, dünyanın en büyük kruvaziyer limanı işletmecisine sahip olan 300 milyon dolarlık yatırım holdingimizin kurucu CEO’su ile görüşemedik.

Kendisi İstanbul’da değildi…” Borsa İstanbul’a övgüler yağdıran fon yöneticileri, şu değerlendirmede bulundu: “Geçen yıl Borsa İstanbul, halka arz hacimleri açısından Londra ve Hong Kong borsalarından daha büyük olan dünyanın 7’nci büyük borsası oldu ve ülkedeki aktif perakende aracılık hesaplarının sayısı şu anda 8.5 milyona ulaştı. Sadece 3 yıl önce 1 milyon hesap!”

Hisse senedi toplama heyecanı

Flynn ve Nechunaev’in yazısının en can alıcı noktası da “Türkiye’yi neden seviyoruz?” diye sordukları son bölüm oldu. “Türkiye’yi her geçen gün iki katına çıkan hisseleriyle sevdiğimizi söyledik. Borsa İstanbul’da küçük, likit, ucuz, büyüyen, kaliteli şirketlerin çokluğu, onu bizim için bir hisse senedi toplama heyecanı ve çoklu torbalama cenneti haline getiriyor.

Ancak Türkiye’yi başka birçok nedenden dolayı da seviyoruz” diyen ikili, şöyle devam etti: “İstanbul’u eşsiz doğal ve tarihi güzellikleri nedeniyle seviyoruz; bizce dünyanın en güzel şehirlerinden biri (Cape Town ile zirvede). Türkiye’nin deniz kıyısını, stresli kentsel karmaşadan kaçış ve sağladığı huzur nedeniyle de seviyoruz.” “Etkileyici işletmeleri yöneten birinci sınıf yöneticiler ve birinci sınıf entelektüellerle defalarca tanışmayı ve onlardan öğrenmeyi seviyoruz.

Günlük hayatın getirdiği tüm zorluklara rağmen dirençli bir tavırla sıkı çalışmaya devam eden sıradan insanları da seviyoruz. Lezzetli Türk yemeklerini ve Türk kahvesini seviyoruz. Ve tabii ki her öğünde ikram edilen bedava Türk çayını da seviyoruz. Belki de bu yüzden fonumuzun en çok ziyaret edilen pazarı Türkiye’dir: 2013 yılından bu yana ülkeye 20’den fazla seyahat gerçekleştirdik. İşte daha birçok mutlu (çoklu paketleyici) geri dönüş!”

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir